*Fehmi Koru
CHP’de bugün yine bir kurultay var.
Bir zamanlar akıl almaz sıklıkla kurultay topladığı için ‘kurultaylar partisi’ diye de anılırdı CHP; şimdi o eski sıklık kalmadı ama bu defa da yönetim değişikliği getirebileceği için heyecan uyandıran bir kurultay yapacaklar.
Yönetim değişecek ve yönetimle birlikte ‘değişim’ de başlayacak…
Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan etmeyi amaçlayan parti içi muhalefetin verdiği beklenti bu.
Haftalardır dillerde hep aynı sözcük var: Değişim…
Aslına bakılırsa, CHP değişimlere pek alışık olmayan bir parti. Cumhuriyet’i kuran kadro tarafından Cumhuriyet’ten önce oluşturulduğu için olacak, 100 yıldır beneklerini değiştiremeden geliyor…
Bir ara, Bülent Ecevit CHP’de genel başkan olunca, onu, Avrupa’da o dönem siyasette en son moda olan ‘sosyal demokrat’ çizgiye yaklaştırmak amacıyla ‘demokratik sol’ kavramını icat etmişti.
Müdahaleleri sonrasında askerler, Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olmasına rağmen, partililerin göz yaşına bakmadan, CHP’yi de kapatmışlardı.özgür öz
Ecevit, darbe sonrası siyasi hayata geçiş izni verildiğinde, eski partisini diriltmek yerine, onun bagajlarından kurtulmak için olacak, sıfırdan kendi partisini kurmayı yeğlemişti.
CHP’de değişim dikiş tutmuyor çünkü.
Partide köklü bir değişikliği gerçekleştirme arayışının ve onu daha geniş kitlelerle buluşturup makus talihinden uzaklaştırma girişiminin, şimdi muhaliflerince bu kurultayda değiştirilmek istenen Kemal Kılıçdaroğlu ile başladığı söylenebilir.
‘Helalleşme’ kavramıyla başlayan değişim CHP tarihinin en radikal girişimiydi.
Kurultaya üç genel başkan adayı katılıyor: Kemal Kılıçdaroğlu yeniden aday ve karşısında Özgür Özel ile Örsan Öymen yarışacak.
İşin tuhaf tarafı, kamuoyunun ve doğal olarak CHP kitlesinin her zaman Kılıçdaroğlu’nun yanı başında görmeye alışık olduğu Özgür Özel’in birdenbire lider karşısına rakip olarak çıkmasıdır. En son görevi de CHP’nin Meclis’teki grubunun başkan vekilliğiydi.
Adı rakip olarak ilk anıldığında, bu sebeple, ‘dostlar partide demokrasi işliyor görsün’ dedirtecek bir dolgu aday olduğu düşünülmüştü.
Zaman içerisinde adaylığının ciddi olduğunu zor da olsa kabul ettirdi Özel…
Örsal Öymen bir akademisyen ve o CHP’yi Kılıçdaroğlu’nun değişime zorlamasından önceki zeminine -yani Ulusalcı çizgiye- çekmek üzere yola çıktığını alenen söylüyor. Gizlemiyor.
Aslına bakılırsa Özgür Özel’in de bugün delegelere teklif edebileceği Örsal Öymen’in seslendirdiğinden farklı olmayacak.
Eski CHP’ye dönüş… Ya da CHP’nin fabrika adaylarına döndürülmesi…
Oylar yüzde 20’de bile kalsa ne gam; az olsun ama bizim olsun havası…
Kılıçdaroğlu ile birlikte hareket edenler “Gürültüye aldırmayın, kurultaydan farklı bir sonuç çıkmaz, o ne zamana kadar başta kalmak isterse genel başkan odur” görüşünü seslendiriyorlar.
Muhalefet ise, kendilerine uzatılan mikrofonlara, “Yolun sonuna gelindi, delegelerin çoğunluğu arkamızda” mesajını veriyor.
Her iki taraf da, etrafta dolaşan destekçi rakamlarına aldanılmaması gerektiğini vurguluyorlar. Tarafların verdikleri destekçi rakamları karşı taraftan fazla; ancak iki tarafın verdiği rakamlar toplandığında delege sayısından çok daha fazla bir sonuç çıkıyor.
Kılıçdaroğlu bir önceki seçimli kurultayda karşısına çıkan dişli rakip Muharrem İnce’yi, onun bütün iddiasına rağmen, kurultaydan eli boş göndermişti.
Muharrem İnce bugün farklı bir partinin başında. Kendi kurduğu partinin…
Benzer bir durum bu defa da yaşanır mı?
Kaybeden, süreç içerisinde, CHP’den ayrılıp yeni bir parti kurmaya veya var olan partilerden birine girmeye kalkar mı?
Bu 10 milyonluk bir soru.
Daha önemli bir soru yine var: Adaylar kazanabilmek için rakiplerini yıpratmaktan da kaçınmıyorlar; kim kazanırsa kazansın, CHP bu savrulmalarla gidilecek birkaç ay sonraki yerel seçimde bir öncekinde kazandığı büyükşehirleri bu yüzden kaybetmez mi?
İyi Parti CHP’li adaylara destek çıkmıştı ve bazı büyükşehirleri o sayede kazanmıştı CHP; şimdi ise İYİ Parti kendi adaylarıyla seçime katılmaya hazırlanıyor.
Bir önceki seçimde HADEP de CHP’nin güçlü olduğu illerde aday çıkartmamıştı, şimdi ise sanki seçime kendi adaylarıyla gidecek gibi…
Acaba İYİ Parti ile HEDEP’in kendi adaylarıyla katılacakları seçimde CHP’nin büyükşehir belediyelerini kazanma şansı olabilir mİ?
Kurultay öncesinde, adaylar, bölünmüşlük görüntüsünün, sonrasında birlik ve bütünlüğe dönüşeceği beklentisindeler. Bakalım, bugün-yarın kurultayda tanık olunacak görüntüler o beklentiye uygun olacak mı?
Göreceğiz.
Bu yazı, Fehmi Koru’nun bloğundan alınmıştır.